Yavru Tavşan Masalı

Yavru Tavşan Masalı

Yavru Tavşan Masalı

Bir zamanlar, ormanın derinliklerinde, sevimli bir yavru tavşan yaşardı. Adı Pamuk’tu, çünkü tüyleri bembeyaz ve yumuşacıktı. Pamuk çok meraklı ve maceracı bir tavşandı. Her gün ormanın farklı yerlerini keşfetmeye çıkardı. Ama annesi ona hep dikkatli olmasını ve kurtlardan uzak durmasını söylerdi.

Bir gün, Pamuk yine ormanda gezinirken, uzakta bir kulübe gördü. Kulübenin önünde bir sürü çiçek vardı ve penceresinden duman çıkıyordu. Pamuk çok merak etti ve kulübeye yaklaştı. Kulübenin kapısı aralıktı ve içeriden tatlı bir koku geliyordu. Pamuk kapının arasından bakınca, bir kadın gördü. Kadın ocakta bir şeyler pişiriyordu. Pamuk kadının ne pişirdiğini merak etti ve kapıyı iterek içeri girdi.

Kadın, Pamuk’u görünce çok şaşırdı. “Aman Allah’ım, sen kimsin?” diye sordu. “Ben Pamuk, ormandan geldim” dedi Pamuk. “Ormandan mı? Sen nasıl konuşabiliyorsun?” diye sordu kadın. “Ben sihirli bir tavşanım” dedi Pamuk, yalan söyleyerek. “Sihirli misin? Peki, ne istiyorsun buradan?” diye sordu kadın. “Sadece merak ettim de geldim” dedi Pamuk. “Senin ne pişirdiğini görmek istedim” dedi.

Kadın, Pamuk’un masum görünüşüne kanarak, ona gülümsedi. “Ben kek pişiriyorum” dedi. “İstersen tadına bakabilirsin” dedi ve Pamuk’a bir dilim kek verdi. Pamuk keki afiyetle yedi ve çok beğendi. “Çok lezzetli” dedi. “Teşekkür ederim” dedi kadın. “Sen de çok tatlısın” dedi ve Pamuk’u okşadı.

Pamuk, kadının iyiliğine güvenerek, onunla sohbet etmeye başladı. Kadın da ona sorular sordu ve onun hikayesini dinledi. Pamuk, ormanda yaşadığı maceraları anlattı ve kadın ona hayranlıkla baktı.

Böylece, Pamuk ve kadın arasında bir dostluk başladı. Pamuk her gün kulübeye gelir ve kadınla vakit geçirirdi. Kadın ona kek yapar, hikayeler anlatır, oyunlar oynardı. Pamuk da ona ormandaki hayvanlardan bahseder, şarkılar söyler, numaralar yapardı.

Fakat bu mutlu günler uzun sürmedi. Bir gün, kulübenin önünde büyük bir kurt belirdi. Kurt, kadının kokusunu almıştı ve onu yemek istiyordu. Kurt kapıyı tırnaklarıyla tıklattı ve korkunç bir sesle bağırdı:

“Aç kapıyı! Aç kapıyı! Seni yemeye geldim!”

Kadın çok korktu ve kapının arkasına saklandı. Ama Pamuk cesurdu ve korkmadı. Kurtun sesini duyunca, hemen pencereden dışarı baktı ve kurtu gördü.

Pamuk hemen bir plan yaptı ve pencereden atladı. Kurtun arkasına sessizce yaklaştı ve kuyruğunu ısırdı.

Kurt acıyla inledi ve arkasına döndü. Pamuk’u görünce çok şaşırdı. “Sen kimsin?” diye sordu. “Ben Pamuk, sihirli bir tavşanım” dedi Pamuk, yine yalan söyleyerek. “Sihirli misin? Peki, ne istiyorsun buradan?” diye sordu kurt. “Sadece merak ettim de geldim” dedi Pamuk. “Senin ne yapmaya çalıştığını görmek istedim” dedi.

Kurt, Pamuk’un küçük ve zayıf görünüşüne aldanarak, ona güldü. “Ben kadını yemeye geldim” dedi. “Senin gibi bir tavşan bana engel olamaz” dedi ve Pamuk’a saldırmaya hazırlandı.

Ama Pamuk çok hızlıydı ve kurtun saldırısından kaçtı. Kurt onu yakalamak için koştu ama Pamuk hep bir adım öndeydi. Pamuk, kurtu ormanın içine doğru çekti ve onu ağaçlara, taşlara, dikenlere çarptırdı. Kurt her seferinde acı içinde bağırdı ve Pamuk’a küfürler etti.

Pamuk, kurtu yeterince yorduktan sonra, ona son bir numara yapmaya karar verdi. Kurtun önüne geçti ve ona meydan okudu:

“Sen çok korkaksın” dedi. “Benimle güreşmeye cesaretin var mı?”

Kurt, Pamuk’un bu sözüne çok sinirlendi ve ona hakaret etti:

“Sen kimsin ki benimle güreşesin? Sen bir tavşansın, ben bir kurttum. Senin gibi bir cüceyi tek hamlede ezerim!”

Pamuk gülümsedi ve dedi:

“O zaman gel bakalım, görelim kim daha güçlü”

Pamuk, kurtu büyük bir çukura doğru çekti. Çukurun içinde keskin taşlar vardı. Pamuk, kurtun üzerine atladı ve onu çukura itti.

Kurt çukura düştüğünde, taşlara saplandı ve kanlar içinde kaldı. Kurt çok acı çekti ve ölmek üzereydi.

Pamuk, kurtun başına geldi ve ona dedi:

“Bak sana ne oldu? Sen kadını yemeye geldin ama kendin yandın. Sen ormandaki en güçlü hayvan değilsin. Sen sadece zalim ve açgözlüsün. Ama ben sihirli bir tavşanım. Ben ormandaki en akıllı ve cesur hayvanım. Ben seni yendim!”

Pamuk bunları söyledikten sonra, kurtun üzerinden atladı ve kulübeye geri döndü.

Kadın, Pamuk’un geri geldiğini görünce çok sevindi ve ona sarıldı.

“Pamuk, sen harikasın!” dedi. “Sen beni o kötü kurttan kurtardın! Sen gerçekten sihirli misin?”

Pamuk gülümsedi ve dedi:

“Evet, ben sihirli bir tavşanım. Ama sen de çok iyisin. Sen beni keklerinle besledin, hikayelerinle eğlendirdin, oyunlarınla mutlu ettin. Sen benim en iyi arkadaşımsın!”

Kadın da gülümsedi ve dedi:

“Sen de benim en iyi arkadaşımsın! Sen benimle her zaman kalır mısın?”

Pamuk başını salladı ve dedi:

“Evet, seninle her zaman kalırım!”

Böylece, Pamuk ve kadın arasında bir dostluk başladı. Pamuk her gün kulübeye gelir ve kadınla vakit geçirirdi. Kadın ona kek yapar, hikayeler anlatır, oyunlar oynardı. Pamuk da ona ormandaki hayvanlardan bahseder, şarkılar söyler, numaralar yapardı.

Ve onlar hep mutlu yaşadılar.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski