Uyanık Karga Masalı

Uyanık Karga Masalı

Uyanık Karga Masalı

Bir zamanlar, çok uyanık bir karga varmış. Bu karga, her gün ormanın en yüksek ağacına konar, oradan etrafı gözetlermiş. Bir gün, ağacın altında bir tilki görmüş. Tilki, bir tavşanın peşinde koşuyormuş. Karga, tilkinin yakalayamayacağını düşünerek, onunla alay etmeye başlamış.

“Hey tilki, ne kadar da yavaşsın! Tavşan sana nasıl kaçıyor? Senin gibi bir avcı görmedim!” diye bağırmış.

Tilki, karganın sesini duyunca, sinirlenmiş. Ama tavşanı bırakmak istememiş. “Sen sus karga! Sen ne anlarsın avcılıktan? Senin tek bildiğin çöpleri karıştırmak!” diye cevap vermiş.

Karga, tilkinin cevabına gülmüş. “Ben çöpleri karıştırmam, ben akıllıyım. Sen ise aptalsın. Bak sana bir şey söyleyeyim. Eğer tavşanı yakalamak istiyorsan, onun arkasından değil, önünden koşmalısın. Böylece onu korkutur, yönünü şaşırtır ve yakalarsın.” diye öğüt vermiş.

Tilki, karganın sözlerine inanmış. “Sen haklısın karga, sen çok akıllısın. Ben de senin dediğini yapayım.” diyerek, tavşanın önüne geçmeye çalışmış. Ama bu sırada tavşan fark etmiş tilkinin niyetini. Hemen yönünü değiştirerek, tilkinin yanından sıyrılmış. Tilki ise boşa koşturduğu için yorulmuş ve pes etmiş.

Karga ise tilkinin durumuna çok gülmüş. “Gördün mü tilki, sen ne kadar aptalsın? Ben sana yalan söyledim. Tavşanın önüne geçersen, onu kaçırırsın. Ama sen bana inandın. Senin gibi aptal bir tilki daha yoktur!” diye alay etmiş.

Tilki ise kargaya çok kızmış. “Sen bana nasıl böyle yaparsın? Sen çok kötü bir kuşsun! Seni cezalandıracağım!” diye tehdit etmiş.

Karga ise tilkiden hiç korkmamış. “Sen beni nasıl cezalandırabilirsin ki? Ben çok yüksekteyim, sen ise çok aşağıdasın. Sen bana dokunamazsın!” diye küçümsemiş.

Tilki ise kargayı kandırmanın bir yolunu bulmuş. “Sen haklısın karga, sen çok yüksekte duruyorsun. Ama ben sana dokunamam diye üzülme. Çünkü sen çok güzel bir kuşsun. Senin tüylerin çok parlak, senin gagaln çok keskin, senin sesin çok güzel. Ben seni çok beğeniyorum.” diye övmeye başlamış.

Karga ise tilkinin sözlerine kanmış. “Gerçekten mi tilki? Sen beni beğeniyor musun? Ben de seni beğeniyorum.” diye sevinmiş.

Tilki ise devam etmiş övmeye: “Evet karga, seni çok beğeniyorum. Ama senin en güzel yanın ne biliyor musun? Senin şarkı söylemen! Sen şarkı söylediğinde bütün orman susar ve sana hayran kalır. Lütfen bana da bir şarkı söyle de kulaklarım paslanmasın.”

Karga ise tilkinin isteğini kırmamış. “Peki tilki, sana bir şarkı söyleyeyim. Ama sen de bana alkışla.” diye söylemiş. Sonra da ağzındaki peyniri bırakarak, şarkı söylemeye başlamış.

Tilki ise karganın peynirini kapmış. “Teşekkürler karga, senin şarkın çok güzeldi. Ama peynirin daha güzel. Ben bunu alıyorum. Sen ise aptal olduğun için kalıyorsun.” diyerek, oradan uzaklaşmış.

Karga ise peynirini kaybettiğini görünce, çok üzülmüş. “Ah tilki, sen bana nasıl böyle yaparsın? Sen beni kandırdın. Sen çok kötü bir hayvansın!” diye ağlamış.

Tilki ise arkasına bakmadan gitmiş. “Sen de bana nasıl böyle yaparsın? Sen benimle alay ettin. Sen çok uyanık bir kuşsun!” diye bağırmış.

Böylece karga, uyanıklığının cezasını peynirini kaybederek ödemiş. Tilki ise kurnazlığının ödülünü peyniri yiyerek almış.

Masalımız burada bitmiştir. Umarım beğenmişsinizdir. 😊

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski