Uçan Kaz Masalı

Uçan Kaz Masalı

Uçan Kaz Masalı

Bir zamanlar, bir çiftçi ve karısı, küçük bir köyde yaşarlarmış. Çiftçi, her gün tarlasını sürer, eker, biçer ve hayvanlarına bakarmış. Karısı da ev işleriyle uğraşır, yemek yapar, temizlik yapar ve çamaşırları yıkarmış. Çiftçinin en sevdiği hayvanı, uçabilen bir kazmış. Bu kaz, çok akıllı ve sadıkmış. Çiftçiye her zaman yardım eder, tarlaya su taşır, tohumları eker ve hasadı toplarmış. Ayrıca, çiftçiyi tehlikelerden korur, kötü insanları ve hayvanları kovarmış.

Bir gün, çiftçi tarlasına giderken, yolda bir adamla karşılaşmış. Adam, çok zengin ve kibirliymiş. Çiftçinin uçan kazını görünce çok şaşırmış ve hemen onu istemiş.

  • Bu kaz senin mi? diye sormuş.
  • Evet, benim. Neden sordun? diye cevap vermiş çiftçi.
  • Bu kaz çok ilginç. Bana verir misin? diye teklif etmiş adam.
  • Hayır, veremem. Bu kaz benim en iyi dostum. Onu asla satmam. diye reddetmiş çiftçi.
  • Peki, o zaman bana kiralar mısın? Bir hafta boyunca onu kullanmak istiyorum. Sana çok para vereceğim. diye ısrar etmiş adam.
  • Hayır, kiralamam. Bu kaz benimle kalmalı. Onu senden uzak tutacağım. diye kararlı bir şekilde söylemiş çiftçi.

Adam, çiftçinin bu sözlerine çok sinirlenmiş ve ona bir plan kurmuş.

  • Tamam, tamam. Sen bilirsin. Ama bana bir iyilik yapar mısın? Benim evime git ve bana biraz su getirir misin? Çok susadım da. diye yalan söylemiş.
  • Tabii ki yaparım. Nerede oturuyorsun? diye sormuş çiftçi.
  • Şu tepenin arkasındaki büyük sarayda oturuyorum. Oraya gidersen beni bulabilirsin. diye yönlendirmiş adam.
  • Tamam, peki ya kaz? Onu burada bırakabilir miyim? diye endişelenmiş çiftçi.
  • Elbette bırakabilirsin. Ben ona iyi bakacağım. Merak etme. diye güven vermiş adam.

Çiftçi, adamın sözüne inanmış ve uçan kazını onun yanında bırakarak saraya doğru yola çıkmış. Adam ise hemen kazı yakalamış ve onu bir kafese koymuş. Sonra da atına binip uzaklaşmış.

Çiftçi, saraya vardığında, adamın kendisini kandırdığını anlamış. Çünkü sarayda kimse onu tanımıyormuş ve su isteyen bir adam olmadığını söylemişler. Çiftçi, çok üzülmüş ve hemen geri dönmek istemiş ama çok geç kalmış. Adam çoktan kaçmış ve uçan kazını da götürmüş.

Çiftçi, uçan kazını aramaya başlamış ama bulamamış. Her yere bakmış ama izine rastlayamamış. Çok ağlamış ve pişman olmuş.

Bu arada, uçan kaz da kafeste çok sıkılmış ve üzülmüş. Adam ona çok kötü davranmış ve hiç yemek vermemiş. Kaz da ondan nefret etmiş ve kaçmanın bir yolunu aramış. Bir gün, adam uyurken, kafesin kapısını açmayı başarmış ve hemen uçmaya başlamış. Ama nereye gideceğini bilememiş. Çünkü çok uzaklara gelmiş ve yönünü kaybetmiş.

Uçan kaz, günlerce uçmuş ama çiftçiyi bulamamış. Sonunda, çok yorulmuş ve bir ağacın dalına konmuş. Orada, bir sincapla tanışmış. Sincap, ona çok iyi davranmış ve ona yemek vermiş. Kaz da ona teşekkür etmiş ve durumunu anlatmış.

  • Ben bir çiftçinin dostuydum. Ama bir gün, bir adam bana tuzak kurdu ve beni kaçırdı. Ben de ondan kaçtım ama çiftçiyi bulamadım. Onu çok özlüyorum. diye anlatmış kaz.
  • Üzülme, belki onu bulabilirsin. Ben sana yardım ederim. diye teselli etmiş sincap.
  • Nasıl yardım edebilirsin? diye sormuş kaz.
  • Ben bu ormanı çok iyi bilirim. Belki burada onun izini bulabiliriz. diye umut vermiş sincap.

Sincap, kazla birlikte ormanda dolaşmaya başlamış. Birçok hayvanla karşılaşmışlar ama hiçbiri çiftçiyi tanımamış. Kaz, umudunu yitirmeye başlamış.

Bir gün, sincap, kazı bir göle götürmüş. Gölden su içerken, kazın kendi yansımasını görmüş.

  • Bak, bu senin yansıman. diye söylemiş sincap.
  • Evet, biliyorum. diye cevap vermiş kaz.
  • Peki, senin yansıman nasıl oluyor da uçabiliyor? diye sormuş sincap.
  • Ben uçabilen bir kazım. Bu benim özel bir yeteneğim. diye açıklamış kaz.
  • O zaman neden uçarak çiftçiyi aramıyorsun? diye şaşırmış sincap.
  • Çünkü yönümü bilmiyorum. Hangi yöne uçacağımı nasıl anlayacağım? diye sorununu dile getirmiş kaz.
  • O çok kolay. Sen güneşi takip et. Güneş her zaman doğudan doğar ve batıdan batar. Sen de güneşi izleyerek doğru yolu bulabilirsin. diye tavsiye etmiş sincap.

Kaz, sincabın sözlerine çok sevinmiş ve ona sarılmış.

  • Çok teşekkür ederim, dostum. Sen bana çok yardım ettin. Senin sayende belki çiftçiyi bulabilirim. diye minnettar olmuş.
  • Rica ederim, arkadaşım. Umarım onu bulursun ve mutlu olursun. Ama sakın unutma beni. Bir gün tekrar görüşelim. diye veda etmiş sincap.

Kaz, sincaptan ayrılmış ve gökyüzüne yükselmiş. Güneşi takip ederek uçmaya başlamış. Uzun süre uçtuktan sonra, sonunda tanıdık bir yer görmüş.

  • Bu benim köyüm! Bu benim evim! Bu da çiftçim! diye sevinçle bağırmış.

Çiftçi de kazın sesini duymuş ve başını kaldırmış.

  • Bu benim kazım! Bu benim dostum! diye coşkuyla karşılamış.

Kaz, çiftçinin yanına inmiş ve ona sarılmış.

  • Seni çok özledim, dostum. Senin için çok endişelendim. Neredeydin? diye sormuş çiftçi.
  • Ben de seni çok özledim, dostum. Bana tuzak kuran adamdan kaçtım ama yolumu kaybettim. 

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski