Şaşkın Çocuk Masalı

Şaşkın Çocuk Masalı

Şaşkın Çocuk Masalı

Bir zamanlar, çok şaşkın bir çocuk varmış. Bu çocuğun adı Ali imiş. Ali her şeye çok şaşırırmış. Bir kuş gördüğünde, “Bu nasıl uçuyor?” diye şaşırırmış. Bir çiçek gördüğünde, “Bu nasıl kokuyor?” diye şaşırırmış. Bir yıldız gördüğünde, “Bu nasıl parlıyor?” diye şaşırırmış.

Ali’nin annesi ve babası onun bu halinden çok memnunmuşlar. Onun meraklı ve öğrenmeye açık bir çocuk olduğunu düşünüyorlarmış. Ali’ye her gün yeni şeyler öğretiyorlar ve onun sorularını sabırla cevaplıyorlarmış.

Bir gün, Ali okula gitmek için evden çıkmış. Yolda yürürken, karşıdan gelen bir adam görmüş. Bu adamın başında bir şapka varmış ama bu sıradan bir şapka değilmiş. Bu şapkanın üzerinde küçük bir aslan figürü varmış ve bu aslan arada bir kükreyip hareket ediyormuş.

Ali bunu görünce çok şaşırmış. “Bu nasıl oluyor?” diye kendi kendine sormuş. Adamın yanına gidip, “Afedersiniz, sizin şapkanız çok ilginç. Nasıl yapıldığını söyler misiniz?” diye sormuş.

Adam Ali’ye gülümsemiş ve “Bu sihirli bir şapka, küçük adam.” demiş. “Ben bir sihirbazım ve bu şapkayı kendim yaptım. İstersen sana nasıl yaptığımı anlatayım.”

Ali çok heyecanlanmış ve “Evet, lütfen anlatın.” demiş.

Adam Ali’yi elinden tutup, yanındaki arabasına götürmüş. Arabanın içinde bir sürü sihirli eşya varmış. Adam Ali’ye bunları tek tek göstermiş ve nasıl kullanıldıklarını anlatmış.

Ali bunları görünce daha da çok şaşırmış. “Bu nasıl mümkün?” diye hayret etmiş.

Adam Ali’ye “Sihirli dünyanın sırlarını öğrenmek ister misin?” diye sormuş.

Ali “Evet, isterim.” demiş.

Adam “O zaman gel, seni sihirli dünyaya götüreyim.” demiş ve arabayı çalıştırmış.

Ali çok meraklıymış ve adamın peşinden gitmiş.

Araba hızla yola çıkmış ve bir süre sonra büyük bir ormana girmiş. Ormanın içinde gizli bir kapı varmış ve adam bu kapıyı açmış. Kapının arkasında ise bambaşka bir dünya varmış.

Bu dünyada her şey sihirliymiş. Hayvanlar konuşuyor, bitkiler dans ediyor, nesneler uçuyor, renkler değişiyormuş.

Ali bunları görünce gözleri fal taşı gibi açılmış. “Bu nasıl oluyor?” diye haykırmış.

Adam Ali’ye “Bu sihirli dünya, küçük adam.” demiş. “Burada her şey mümkün. Burada istediğin her şeyi yapabilirsin.”

Ali çok mutlu olmuş ve “Gerçekten mi?” diye sormuş.

Adam “Evet, gerçekten.” demiş ve Ali’ye sihirli dünyanın kurallarını anlatmış.

Ali sihirli dünyada çok eğlenmiş. Hayvanlarla arkadaş olmuş, bitkilerle oynamış, nesneleri uçurmuş, renkleri değiştirmiş. Adam da ona sihir yapmayı öğretmiş.

Ali sihirli dünyada çok mutluymuş. Ama bir gün, annesi ve babasını özlemiş. Onlara dönmek istemiş.

Adam Ali’nin bu isteğini anlamış ve “Seni evine götüreyim, küçük adam.” demiş.

Ali “Peki, ama sihirli dünyaya bir daha gelebilir miyim?” diye sormuş.

Adam “Tabii ki gelebilirsin. Sana bir hediye vereceğim. Bu sihirli bir düdük. Bunu üflediğinde beni çağıracaksın ve ben seni sihirli dünyaya getireceğim.” demiş ve Ali’ye bir düdük vermiş.

Ali çok sevinmiş ve “Çok teşekkür ederim.” demiş.

Adam Ali’yi arabasına bindirmiş ve onu evine götürmüş.

Ali evine geldiğinde, annesi ve babası çok sevinmişler. Onu çok özlemişler. Ali de onlara sarılmış ve sihirli dünyada yaşadıklarını anlatmış.

Annesi ve babası Ali’nin anlattıklarına çok şaşırmışlar. Ama onun hayal gücünü takdir etmişler. Ali’ye “Sen çok yaratıcı bir çocuksun.” demişler.

Ali gülümsemiş ve “Sihirli dünyayı görmek ister misiniz?” diye sormuş.

Annesi ve babası “Evet, isteriz.” demişler.

Ali düdüğü üflemiş ve adam gelmiş.

Adam Ali’nin ailesini görünce “Merhaba, ben Ali’nin arkadaşıyım.” demiş. “Sizleri sihirli dünyaya davet ediyorum.”

Annesi ve babası “Gerçekten mi?” diye sormuşlar.

Adam “Evet, gerçekten.” demiş ve onları arabasına almış.

Ali, annesi, babası ve adam hep birlikte sihirli dünyaya gitmişler.

Sihirli dünyada çok eğlenmişler ve çok mutlu olmuşlar.

Ve hep birlikte mutlu mesut yaşamışlar…

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski