Minik Keçi Masalı

Minik Keçi Masalı

Minik Keçi Masalı

Bir varmış bir yokmuş, dağların ardında bir köyde minik bir keçi yaşarmış. Bu keçinin adı Minik Keçi’miş. Minik Keçi çok sevimli, akıllı ve meraklı bir hayvanmış. Her gün köyün çocuklarıyla oynamayı çok severmiş. Onlarla koşar, zıplar, eğlenirmiş.

Bir gün Minik Keçi, köyün çocuklarıyla beraber ormana gitmeye karar vermiş. Ormanda ne kadar çok şey gördüğünü anlatamam size. Kuşlar, böcekler, çiçekler, ağaçlar… Minik Keçi hepsine hayran kalmış. Çocuklarla birlikte ormanın güzelliklerini keşfetmiş.

Derken Minik Keçi, ormanın derinliklerinde bir mağara görmüş. Mağaranın girişi karanlık ve ürkütücü görünüyormuş. Minik Keçi, mağaranın içinde neler olduğunu merak etmiş. Çocuklara seslenmiş:

  • Arkadaşlar, şu mağaraya bakın! Acaba içinde ne var? Gidelim bakalım.

Çocuklar mağarayı görünce korkmuşlar. Onlar mağaraya gitmek istememişler.

  • Hayır Minik Keçi, oraya gitmeyelim. Belki tehlikeli bir şey vardır içinde. Hem annelerimiz bize ormana çok uzaklaşmayın demişti.

Minik Keçi ise ısrar etmiş:

  • Yahu korkacak ne var ki? Belki çok güzel bir yerdir içi. Hem ben merak ettim, gidip bakacağım.

Çocuklar Minik Keçi’yi ikna edemeyince onu yalnız bırakmamak için peşinden gitmişler. Mağaranın girişine gelince durmuşlar. Mağaranın içinden garip sesler geliyormuş.

  • Grrr… Hrrr… Mrrr…

Minik Keçi sesleri duyunca daha da meraklanmış. Mağaranın içine doğru ilerlemiş. Çocuklar ise arkasından bağırmışlar:

  • Dur Minik Keçi, geri dön! O sesler kurt sesi olabilir!

Minik Keçi onları dinlememiş. Mağaranın içine girdikten sonra gördüğü manzara karşısında şaşırmış kalmış. Mağaranın içinde dev gibi bir kurt yatıyormuş. Kurtun yanında da bir sürü çalıntı eşya varmış. Kurt köyden aldığı yiyecekleri, giysileri, oyuncakları buraya getirip saklıyormuş.

Minik Keçi korkudan donup kalmış. Kurt ise onu fark etmemiş. Uykusunda horluyormuş.

Minik Keçi kendine gelince hemen geri dönmek istemiş ama maalesef çok geç kalmış. Kurt uyanmış ve onu görmüş.

  • Ha ha ha! Bakın kim gelmiş! Küçük bir keçi! Tam da acıkmıştım.

Kurt ağzını açarak Minik Keçi’ye doğru atlamış ama Minik Keçi çok çevikmiş. Kurtun ağzından son anda kurtulmuş.

  • Yakala beni yakalayabilirsen!

Minik Keçi mağaranın içinde kurtla saklambaç oynamaya başlamış. Kurt ise onu yakalamak için uğraşıyormuş ama başaramıyormuş.

  • Dur bakalım sen! Seni yakalayacağım!

Minik Keçi ise kurtun çaldığı eşyaları kullanarak ondan kaçmayı başarıyormuş. Önce kurtun önüne bir elbise atarak onu kör etmiş. Sonra bir oyuncak arabayla onun ayağına çarparak onu tökezletmiş. En sonunda da bir tencereyi kurtun kafasına geçirerek onu sersemletmiş.

Minik Keçi bu arada çocuklara seslenmiş:

  • Arkadaşlar, hemen kaçın! Ben de geliyorum!

Çocuklar Minik Keçi’nin sesini duyunca çok sevinmişler. Onu beklemişler. Minik Keçi de kurtun kafasındaki tencereyi çıkarıp ona vurarak bayıltmış. Sonra hızla mağaradan çıkmış.

Çocuklar Minik Keçi’yi görünce sarılmışlar. Ona çok kızdıklarını ama çok da endişelendiklerini söylemişler.

  • Minik Keçi, sen ne yaptın? Neredeyse kurt seni yiyecekti. Biz sana oraya gitme demiştik.

Minik Keçi de pişman olmuş. Çocuklardan özür dilemiş.

  • Haklısınız arkadaşlar, ben çok hata yaptım. Merakım yüzünden hem kendimi hem de sizi tehlikeye attım. Bundan sonra sizin sözünüzü dinleyeceğim.

Çocuklar Minik Keçi’yi affetmişler. Onu tekrar aralarına almışlar. Birlikte ormandan çıkıp köye dönmüşler.

Minik Keçi ise o günden sonra çok akıllanmış. Artık merakının peşine düşmeyip, arkadaşlarının sözünü dinliyormuş. Böylece hep mutlu ve güvende yaşamışlar.

Masalımız burada bitiyor ama sizin maceralarınız devam ediyor. Umarım beğenmişsinizdir. 😊

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski