Keloğlan ve Uçan Halı Masalı

Keloğlan ve Uçan Halı Masalı?

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber iken, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, memleketin birinde Keloğlan yaşarmış. Keloğlan'ın annesi çok yaşlı ve hasta imiş. Keloğlan ona bakmak için her gün pazara gidip sebze meyve satarmış. Ama çok az para kazanırmış. Bir gün pazarda uçan halı satan bir adam görmüş. Adam halının çok özel olduğunu, istediği yere götürebileceğini söylemiş. Keloğlan çok meraklanmış ve halının fiyatını sormuş. Adam da "Bu halının fiyatı bir servettir. Ama senin gibi fakir bir çocuğa acıdım. Eğer bana pazardaki bütün mallarını verirsen sana bu halıyı vereceğim." demiş.

Keloğlan düşünmüş taşınmış. "Belki bu halıyla annemi iyileştirebilirim." diye düşünmüş. Sonra da pazardaki bütün mallarını adama vermiş ve halıyı almış. Eve giderken halının üzerine oturmuş ve "Uç halı uç!" demiş. Halı hemen havalandırmış ve Keloğlan'ı bulutların üzerine çıkarmış.

Keloğlan çok şaşırmış ve sevinmiş. "Bu harika! Artık istediğim yere gidebilirim." diye düşünmüş. Sonra da halıya "Bana en güzel yerleri göster." demiş.

Halı da Keloğlan'ı önce deniz kenarına götürmüş. Keloğlan denizin mavi rengini, kumsalın sarı rengini, güneşin parlaklığını görünce çok mutlu olmuş. Sonra halı onu dağlara götürmüş. Keloğlan dağların yüksekliğini, karın beyazlığını, ağaçların yeşilliğini görünce çok hayran kalmış.

Halının son durağı ise bir şehir imiş. Şehrin ortasında büyük bir saray varmış. Sarayın bahçesinde ise güzeller güzeli bir prenses oturuyormuş.

Keloğlan prensesi görür görmez aşık olmuş

"Bu prenses kimdir? Onunla tanışmak isterim." diye düşünmüş.

Halı da Keloğlan'ın düşüncesini anlamış gibi sarayın bahçesine inmiş.

Prenses de halının sesini duyunca kafasını kaldırmış ve Keloğlan'ı görmüş.

Prenses de Keloğlan'ın yakışıklılığına vurulmuş ve "Sen kimsin? Nereden geldin?" diye sormuş.

Keloğlan da kendini tanıtmış ve halının hikayesini anlatmış.

Prenses de çok ilgilenmiş ve "Bana da uçan halını gösterir misin?" diye sormuş.

Keloğlan da seve seve kabul etmiş ve prensesi de alarak halının üzerine oturmuş.

Halı da yine havalandırmış ve ikisini de şehrin üzerinde gezdirmiş.

Prenses çok eğlenmiş ve Keloğlan'a "Seni çok sevdim. Benimle evlenir misin?" diye sormuş.

Keloğlan da çok mutlu olmuş ve "Evet, evet, bin kere evet!" diye cevap vermiş.

Sonra da halıya "Bizi saraya götür." demiş.

Halı da onları saraya götürmüş. Sarayda büyük bir düğün yapılmış. Keloğlan ve prenses birbirlerine kavuşmuşlar. Keloğlan'ın annesi de iyileşmiş ve onlara gelinmiş. Halı da onlara hep sadık kalmış. Keloğlan ve prenses mutlu mesut yaşamışlar. Dünyanın en mutlu çifti olmuşlar.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski